24 Nisan 2012 Salı

Ankara’da Şarap Tadımı


Ankara’da Şarap Tadımı

Ankara Hilton’da geçen hafta “Ankara Şarap Kulübü”nün  düzenlediği  tadımda Anadolu şaraplarından oluşan bir grup şarabı üyelerle birlikte  tattık.. Tadımda, bence iki önemli şarap ön plana çıktı: bu yıl Istanbul’da düzenlediğimiz Genç Türk Şarapları yarışmasında altın madalya alan “2010 Prrodom Petit Verdot” ve “Kavaklıdere Pendore Syrah 2009” ..Son yıllarda beğendiğim iki önemli kırmızı şarap.. Zaten üyelerin büyük kısmının beğenisini kazandılar..“Petit Verdot”, Fransa/Bordeaux bölgesinin önemli kırmızı şarap harmanın küçük partneri.. Ancak, bizim Aydın bağlarında üzüm sevdiği iklimi bulmuş.. Bundan sonra da başarılı örneklerle gelecek.. Kavaklıdere “Pendore Syrah 2009” ise hala kendini koruyor..Siyah kiraz, tütün ve bahart aromalarıyla keyif veriyor...Aslında, tadımda yer alan kırmızı meyve aromalarının ön burunda algılandığı  “Vinkara 2009 Kalecik Karası” da önemli şarap.. Ancak, “Kalecik Karası”nı iyi değerlendirmek için yapısını tanımak gerekiyor..   

Rafine’de Lagos Buğulama..

Geçen hafta Ankara’nın Gaziosmanpaşa-Iran caddesindeki gözde restoranlarından “Rafine Restaurant”da arkadaşımla keyifli bir yemek yedik..Mönüsünü son yıllarda hızla geliştiren “Rafine” “Faroz Usulü Lagos Buğulama” ile özel bir lezzet sunuyor.. Trabzon’dan gelen tereyağ ile hazırlanan Lagos Buğulama balıkseverler için mutlaka denemesi gereken bir lezzet.Tereyağ dozunda kullanılmış.. Biber ve soğan öldürülerek doğru kullanılmış.. Hafif ama lezzetli..Yanında denediğim kırmızı meyve aromaları yanında baharat aromaları da sunan “Kavaklıdere Vinart Kalecik-Syrah 2010” ile başarılı bir uyum gösteriyor.. Ancak, belki bir Roze şarapla da denenebilir.. “Rafine Restaurant”nın sunumu başarılı, örtüler temiz, servis elemanları güler yüzlü, mekanı ferah.. Orta Avrupa restoranlarının havasını taşıyor.. Ankara artık iyi restoranları hak ediyor.. Ancak, geniş yemek yelpazesi sunsa da, “Rafine”nin şarap mönüsü üzerinde biraz daha çalışılmalı..Mutlaka mönüyü dikkate alarak zenginleştirilmeli.. Farklı bir tercih olarak da “keşkekli, portakallı, fırında kuzu incik”de denenebilir..Tabii yanında, bulabilirseniz iyi bir “Pinot Noir”la.. Ancak, yoksa “Kalecik Karası”da uyum sağlar..

Bordeaux’da 2009 Büyük Yıl..

Dünyanın en önemli şarap yazarlarından Robert Parker “Wine Advocate” dergisinin son sayısında önemli bir iddiada bulunarak; “Bordeaux’da 2009 yılının, yine bu bölgede çok büyük bir yıl olarak kabul edilen 1982 yılından sonra tattığı en büyük yıl olduğunu belirtiyor..”Bordeaux” ve dünya şaraplarının fiyatlarının belirlenmesinde önemli etkiye sahip olan “Parker”ın bu açıklaması kuşkusuz 2009 yılı şaraplarının fiyatlarını artıracak.. Eğer şaraba yatırım yapmayı düşünüyorsanız 2009’un iyi şatolarından kavınıza atmanızı öneririm.. Aksi halde, birkaç yıl içinde el yakacak.. Bu arada, 2000 ve 2005 yıllarının da çok iyi yıllar olduğunu belirtmeliyim.. Ancak, “Parker”ın özellikle “Graves” ve “Médoc” gibi alt bölgelerde yüksek alkole ulaşan 2009 yılı şaraplarının 6-7 yıl içinde içilebilir hale gelip, bazılarının 50 yıla uzanabileceği iddiasını biraz tereddütle karşılıyorum.. Bence, biraz abartılı.. Diğer yandan, benim de çok iyi tanıyıp, saygı duyduğum “Bordeaux Universitesi Şarap Fakültesi” öğretim üyelerinden Prof.Dr. Denis Dubourdieu “Bordeaux”da büyük yılı şu özellikleriyle tanımlıyor : (1) Haziran başında erken çiçeklenme, (2) meyve oluşumunun üniform ve sağlıklı olması için göreceli olarak, sıcak, güneşli, kuru iklim (3) üzümlerin renk alma döneminin (ben düşme) erken olması, (4) Ağustos ve Eylülde ılık bir hava ve yeterli yağış, (5) Ekim ve Kasım’ın ılık, ancak yağışsız geçmesi… Anlaşılacağı gibi “büyük yıl” zor iş.. Tanrıya yakarmaktan başka yapacak fazla bir şey yok..

Istanbul’da Fransız Şirketleri Türk Şarap Üreticileriyle Buluştu..

İstanbul Fransa Başkolonsluğu himayesinde UBIFRANCE (Fransa Ticaret Müşavirliği Ekonomik Misyonu) Türk şarap sektörüne katkı sağlayan önemli bir aktivite yaparak, Fransız şarap malzemesi üreten şirketlerle üreticilerimizi buluşturdu … Ben de konuklara Türk Şarap Sektörü üzerine kısa bir sunum yaptım.. Arkadaşım, Türk dostu Başkonsolos Hervé Magro’nun himayesinde gerçekleşen bu buluşma, gelişen şarapçılığımıza katkı sağladı, ilişkilerimizi güçlendirdi.. Üreticilerimiz Fransa’nın önemli  mantar, fıçı, şişe, tank üreticileriyle tanıştılar, yeni ilşkiler kurdular.. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder