25 Temmuz 2011 Pazartesi

Türk Şarapları Bordeaux’da Boy Gösteriyor...

Geçtiğimiz pazar günü, 19 Haziran’da Fransa ve dünyanın önemli şarap merkezi Bordeaux’da dünyanın en büyük uluslararası şarap fuarı “VINEXPO-2011” açıldı. Ben de, uluslararası bir kongre amacıyla bulunduğum Bordeaux’da bu önemli fırsatı kaçırmayıp VINEXPO’nun yolunu tuttum. Farklı ülkelerden yaklaşık 3 bin şarap üreticisi firmanın boy gösterdiği, 5 gün boyunca süren ve şarapla profesyonel düzeyde ilgilenen 250-300 bin ziyaretçinin ağırlandığı bu gösterişli fuar “Bordeaux-Lac” olarak bilinen, kentin kuzey-batısındaki büyük fuar merkezinde gerçekleşiyor.

İki yılda bir düzenli olarak Bordeaux kentinde önemli şarap üreticileri, şarap uzmanları, şarap tüccarları, akademisyenler, dünyanın önemli şarap yazarları VINEXPO’da bir araya geliyor, şarap tadımları ve şarap festivali eşliğinde şarap sohbetleri, ticari anlaşmalar yapıp, şarabın güzelliklerini paylaşıyorlar.

Türkiye’den bu yıl “Kavaklıdere”, “Doluca” ve “Vinkara” şarapları “VINEXPO”da “Wines of Turkey” başlığı altında yer alıyorlar. Avrupalılara, şaraplarımızı tanıtıp, Türk şarapları tadımı düzenliyorlar. Yıllardır dış pazarlara ulaşma konusunda güçlük yaşayan Türk şarapçılığı için çok önemli bir fırsat. Doğrusu kutlamak gerek..

Pazartesi günü Fransız şarap uzmanı arkadaşlarım Jean-Pierre Bouillac ve Michel Bachoc ile birlikte “VINEXPO”da bir şarap turu yaptık ve sonunda Türk şarapları standına geldik. Onların Türk şarapları konusundaki yorumlarını doğrusu çok merak ediyordum. Gerçi Michel, İstanbul’da birkaç şarabımızı tatmıştı. Ancak, ilk kez, seri olarak farklı çeşit şaraplarımızı tadacaktı. “Kavaklıdere” standına yanaştık. Önce, beyazlarla başladık. “Cote d’Avanos 2009 Narince-Chardonnay”i tadarken Jean-Pierre ve Michelle’de hem şaşkınlık, hem de takdir ifadesi vardı. Doğrusu, beklemiyorlardı böyle bir beyaz. Türk şarabının henüz dünyada adı ve imajı yok… Arkasından, 2010 yılının fıçıda olgunlaştırılmış ve olgunlaştırılmamış iki “Kalecik Karası” örneğini denedik. Çok beğendiler ve Fransızların ünlü çeşidi Pinor Noir ile özdeşleştirdiler. Yerli çeşitlerimiz Öküzgözü ve Boğazkere şarapları ise Fransız zevkini zorluyor. Tanence, çok buruk ve acı buluyorlar. Belki biraz daha farklı şarap üretim yöntemleri denemek gerek...

Ardından “Doluca” standına geçtik. Çok başarılı bir “Boğazkere-Merlot” 2009 tattık. Fransız çeşidi ile yerli çeşit harmanını beğendiler. Jean-Pierre; “Boğazkere” çeşidini Güney Fransa’nın ünlü çeşidi “Tannat”a benzetti. Türkiye’de üretilen “Cabernet Sauvignon” ve “Merlot” harmanları da Fransızların beğenisini kazanıyor. Örneğin, hemen yanındaki “Vinkara” standında tattığımız ve Kanada’da ödül alan “Vinkara Cabernet Sauvignon-Merlot 2010”u da çok beğendiler.

Türk şarapları henüz uluslararası arenada kendine yer bulamadı. Son yıllarda büyük bir gayret var. Ancak, mutlaka devlet de bu konuya destek vermeli. Kalecik Karası, Öküzgözü gibi yerli çeşitlerimizi bu tip organizasyonlarda tanıtmalıyız. Aksi halde, biz istediğimiz kadar iyi kalitede şarap üretiyoruz diyelim, okyanusta bir damla olmaktan öteye geçemiyorsunuz.

VINEXPO-2011’den şarapsever dostlarımla paylaşabileceğim birçok güzel şarap anısı var. Ancak, bundan sonraki haftalara. Fırsatını bulursanız 2013 yılını kaçırmayın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder