foto: http://www.forumdas.net/damak-keyfi/ev-yapimi-peynir-tarifi-197310/ |
Peynir bilindiği gibi Anadolu
coğrafyasının hemen her bölgesinde üretilen, lezzetini üretildiği hayvan ırkı
yanında üretildiği coğrafyadan da alan bir kültür gıdası.. İl kez ne zaman
üretildiği konusunda kesin bilgiler olmasa da, birçok kaynakta cilalı taş
devrinde (M.Ö 8000- 6000) hayvanların
evcilleştirilmesiyle birlikte peynir üretimine geçildiğini belirtilmekte..
Anadolu, birçok endemik bitkisi yanında peynir zengini bir coğrafya sahip..
Ancak, peynir denildiğinde dünyada öncelikle akla Fransa, İtalya, Hollanda,
İsviçre gibi ülkeler geliyor.. Neden mi ? Çünkü peynirin coğrafi işaretlenmesi
ülkemizde yeni yeni başlıyor.. Bir peynir apelasyonumuz yok.. Biz Edirne’nin
Beyaz Peyniri derken, Yunanlı beyaz
peyniri “Feta” adıyla AB’ye kabul
ettirdi bile..
Peynir konusunun Türkiye’deki
önemli uzmanlarından, arkadaşım Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Doç.Dr.Ebru
Şenel “Dünyada peynir üretiminin 20
milyon ton olduğunu ve bunun % 80’ninin endüstriyel ölçekte, geri kalanının
çiftlik ve evlerde yapıldığını” belirtiyor. Ayrıca, “her ne kadar bazıları 250 çeşit peynirden bahsetse de, Türkiye’de tanımlanmış 100’ü aşkın farklı peynir
çeşidi olduğunu, ancak tam bir envanter oluşmadığını, aynı peynirin farklı
bölgelerde, farklı isimlerle anıldığını” vurguluyor. Şenel’e göre; “peynir tüketimimiz gelişmiş
ülkelerin çok gerisinde. “Fransa,
İtalya ve Kuzey Amerika ülkeleri kişi başına 15-20 kg peynir tüketirken, bizde
sadece 1.5 kg”.
Henüz sadece 5 peynirimizin
coğrafi işaret aldığını, ( Erzincan tulum, Ezine peyniri, Edirne beyaz, Erzurum
civil, ve Kıbrısta üretilen hellim ) 7 peynirimizin de başvuru yaptığını
düşünürsek, durum gerçekten iç karartıcı.. Fransız 450 farklı peyniriyle
övünürken, Anadolu kültürüne yeterince sahip çıkamıyor.. Halbuki, fazlamız var
eksiğimiz yok.. Bu durumda, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, sadece içme
sütüyle değil, kaybolan kültürümüze de el atmalı, Üniversitelerle ortak projeler
yapmalı.. Anadolu peynirlerinin tam bir envanteri çıkarılmalı..
Peynirin Lezzeti..
Peynir; basitçe süt proteini
kazeinin peynir mayası ve/veya peynir kültürü ile pıhtılaştırılması ve bu
pıhtıdan peynir suyunun ayrılmasıyla elde edilen fermente bir süt ürünü..Keçi,
koyun, inek ve bu sütlerin karışımlarından farklı tip ve lezzette peynirler
üretiliyor.. Peynirin lezzetini kuşkusuz sadece hayvan ırkı değil, aynı zamanda
hayvanların beslendiği meralar, dolayısıyla toprak ve iklim de belirliyor.. Bu
nedenle, başta Fransız ve İtalyanlar olmak üzere Avrupalılar peyniri
tanımlarken; hayvanın ırkı, beslendiği
coğrafya, peynirin üretim yöntemi, üretimin tarihi ve geleneği gibi özellikleri değerlendiriyorlar.. Böylece; peynirin lezzet özelliklerini yüz
yıllarca korunuyor, nesilden nesile
aktarıyor ve peynir, başkaları tarafından da taklit edilemiyor.. İtalyan’ların “Parmesan”ı, Fransızların “Roquefort”u böyle oluşmuş.. Bizde de neden “Ezine Peynir”i veya “Bergama
Tulum”u dünya arenasına çıkmasın?.. Eğer apelasyonu yapmazsak,
peynirlerimiz de diğer değerlerimiz gibi kaybolacak.. Ben, kişisel olarak iyi
üretilmiş ve olgunlaştırılmış “Bergama
Tulumu”nun peşinden koşanlardanım.. Fesleğen soslu makarna ile “Parmesan” yerine “Bergama Tulumu”nu mutlaka denemenizi öneririm..
Neden peynir yemeli ?
Peynir-ekmek uyumu fakirinden
zenginine Anadolu damak zevkine yerleşmiş bir zevk.. Avrupa mutfağında peynir,
bizden farklı olarak, daha çok yemek sonrası şarapla birlikte sindirimi
rahatlatıcı olarak alınıyor.. Genellikle de Avrupa peynirlerinin tuz oranı
bizden daha düşük.. Bu nedenle şarapla uyumları tuzlu peynire göre daha iyi.. Sabah
kahvaltılarımızın vazgeçilmezi peynir sağlık açısından da çok yararlı..Her şeyden
önce % 10-30 oranında biyolojik değeri yüksek protein içeriyor.. Ayrıca, 100 gram yumuşak peynir; günlük kalsiyum
gereksiniminin % 30-40’ını, sert peynir % 40-50’sini, fosfor gereksiniminin ise
ortalama % 12-20’sini karşılıyor.
Peynir, özellikle B grubu vitaminler bakımından da çok zengin.. Sonuç olarak
peyniri herkes belli dozda tüketmeli.. Tam yağlı peynirler, diyet yapanlara pek
önerilmese de, ben lezzetimden vazgeçmek yerine, porsiyon küçültmekten yanayım
!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder