Almanya’da bira bir gelenek. Ekim ayı ise Bira festivalinin
(Octoberfest) mevsimi.. Her yıl, Bavyera’nın başkenti Münih’te kutlanan
festival “bira”nın önemli simgesi. Festivale ortalama her yıl 6
milyondan fazla kişi katılıyor… Münih Belediye Başkanı’nın büyük bir bira
fıçısına çeşme çakmasıyla başlatılıyor ve yılın taze birası “ Maß” adı
verilen litrelik özel bira bardağıyla önce Belediye Başkanına sunuluyor.. Sonrasında
da festival start alıyor ve katılımcılar “bira” mevsimini açıyorlar.. Sokaklar,
müzik ve dansla doluyor..
Bu yıl Münih’te 179. Octoberfest 22 Eylül’den, 7 Ekime kadar kutlandı..Binlerce
Alman ve diğer Avrupalı, sokakları doldurdu.. Tabii, önemli bir turizm geliri
de kente geldi..Taze biralar su gibi tüketildi..
Bir kültür içkisi olan
Bira neden bu kadar önemli ? derseniz. Ben de, dünyanın en eski gıdalarından
bir olduğunu ve insanlık tarihi ile birlikte geliştiğini söylerim.
Bizde de Octoberfest’ler var..
Aslında Octoberfest Alman geleneği olsa da sonrasında
Avrupa’nın birçok ülkesinde benzer festivaller kutlanıyor.. Bizde bu işin
öncüsü ise Efes Pilsen.. Bu yıl da Almanların büyük rağbetine uğrayan
Antalya’da önce Belediyenin de
katkısıyla 24-25-26 Eylül’de bira festivali yapıldı. Oldukça büyük ilgi gördü. Sonra
da, Swisotel- Grand Efes Balo Salonun’da şef Wolgang Goedl’in mönüsüyle, 5-6
Ekim tarihlerinde “Octoberfest-İzmir” kutlandı. Aslında, kişi başı yıllık
tüketimin en yüksek içkisi olan ve Efes Pilsen gibi sektöründe dünyaya uzanan
bir dev yarattığımız ülkede çok daha büyük organizasyonlar yapmalıyız. Aslında,
Orta Avrupa kültüründe bir içki değil, yemek tamamlayıcısı.. Hatta, dozunda
tüketildiğinde yararlı olduğundan “sıvı
ekmek” olarak da adlandırılıyor..
Önce Bira,
sonra Ekmek.
İnsanlık tarihinin en önemli üç tahılı buğday, mısır ve
pirinç.. Yeryüzünde insanoğlunu en şaşırtan ve büyüleyen olaylardan biri de mayalanma... Unla suyu karıştırıp, elde
ettiği hamurun şiştiğini fark eden Mezopotamya insanının şaşkınlığını tahmin
etmek güç değil.. Tabii doğrudan doğruya mayalı hamuru tüketemeyince, bu kez
tahılları sulandırıp kaynatarak geçiyor biraya..Temel gıda ekmeği ise, yani
hamuru pişirmeyi sonradan akıl ediyor.. Sonrasında ekmek hem Doğu, hem de Batı
kültüründe temel gıda oluyor..
Buğday
çorbasından Bira’ya..
İnsanoğlu, ekmeği yapmadan 10 000
yıl önce, Mezopotamya’da tahılları suyla
karıştırıp, mayalamaya bırakarak elde etti birayı..Büyük olasılıkla buğday
çorbası yaparken tesadüf eseri çıktı ortaya.. Aslında bu keşif, insanoğlunun
yerleşik hayata geçmesiyle kullanmaya başladığı tahıllardan ürettiği ilk proses
ürünü gıda olarak çok değerli..Sümer ve
Mısır kayıtlarına göre Ortadoğu’nun temel içkisi...III.Ramses döneminde
çeşitlendi ve meyveli biralar, ballı biralar hazırlandı.. Hitit uygarlığında,
bira hem halka hem saraya hitap etti. Sonrasında, şarapla biraz rekabet
ederek,daha çok halk içkisi oldu. Bir süre sonra Doğu kültüründe görünmez
görünmez oldu.. Bu kez Kelt uygarlığında neşe içinde paylaşılan bir simgesi
haline gelip, Germen dünyasında yer bularak Batıya uygarlığı yoluyla günümüze uzandı.
Tabii, sonrasında şerbetçi otu ile lezzetlendi. Ne demeli; bira ile buğday çorbası arasındaki
fark, sanıldığı kadar büyük değil !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder