25 Temmuz 2011 Pazartesi

Kapadokya Toprakları Beyaz Şarap İçin mi Yaratılmış?

Geçen hafta, 6-10 Temmuz tarihleri arasında Kapadokya’da, benim de konuşmacı olarak yer aldığım, “Kapadokya Şarap Günleri” başlığı altında önemli bir şarap etkinliği düzenlendi. Kıymetli dostum Murat Yankı’nın moderatörlüğünde düzenlenen aktiviteye yurtiçinden ve yurtdışından seçkin bilim adamları, gastronomi yazarları ve gazetecilerden oluşan bir grup katıldı. Amaç; tarihin en eski şarap kültürü merkezlerinden birisi olan “Kapadokya”nın tarih sürecinde gastronomi ve şarap yönünden potansiyelini ortaya çıkarmaktı. Kapadokya bilindiği gibi, sizi rüya alemine götüren jeolojik yapısıyla, Türkiye’nin önemli turistik bölgelerinden biri. Zengin bir tarih, kültür ve gastronomi merkezi... Volkanik toprak yapısıyla biz şarap bilimcileri için ilgi odağı. Aynı zamanda, Türkiye’nin en değerli beyaz şaraplık üzüm çeşitlerinden “Emir”in ana vatanı.

Aktivite boyunca süren tadımlarda Kapadokya’nın önemli üreticileri olan “Turasan”, “Kocabağ” ve “Kavaklıdere-Kapadokya” şaraplarından ilginç şaraplar tattık. Bu arada, Kayseri’de Türkiye’nin gerçeklerini tersine çevirerek, organik ürünler üreten çiftliğinde “Vinolus” adıyla butik bir şarap işletmesi kuran ve kısa sürede uluslararası ödül alan arkadaşım Oluş Molu’nun şaraplarını denedik.

İki gün süren şarap seminerlerinde yapılan konuşmalardan en ilgincini, Fransa’nın önemli toprak uzmanları olan Lydia & Claude Bourguignon çifti yaptı. Kapadokya topraklarının beyaz şarap için yaratıldığını ve bu topraklarda büyük beyaz şarapların üretilebileceğini belirttiler. Doğrusu, önemli bir açıklama... Son yıllarda, “Kavaklıdere Şarapları”nın bu bölgedeki bağlarından gelen “Emir” ve “Sauvignon Blanc” harmanı ile ürettiği “Cote d’Avanos” şarabının uluslararası düzeydeki başarısı bu görüşü doğruluyor.

Claude Bourguignon’la sohbetimiz toprak ve şarap üzerine sürdü. Bana, “kırmızı şarap ve beyaz şarap topraklarının farklı olduğunu, büyük kırmızı şarap topraklarından iyi beyaz şaraplar üretilebileceğini, ancak, aksinin mümkün olmadığını, Kapadokya’da bağcılık işlemlerinin yetersizliğine karşın, bu kadar güzel şarap çıkıyorsa, daha fazlasının mutlaka geleceğini” söyledi. Ben de büyük ölçüde katılmakla birlikte, şarap üretim teknolojisini doğru kullanmanın da kalitedeki önemini vurguladım.

Tattığımız şaraplara gelince, her zaman beğendiğim 2010 yılı “Kavaklıdere Cote d’Avanos” dışında, “2010 Vinolus Chardonnay” ve “2009 Kocabağ Emir” şarapları sadece bölgenin değil, Türkiye’nin en iyi beyazları... Emir, üzerine yaptığımız çalışmalar bu üzümün Türkiye’nin en zarif beyaz şaraplık üzüm çeşidi olduğunu gösteriyor. Ancak, seçici bir çeşit, her iklimde istenileni vermiyor. Kaprisli bir kadın gibi...

Kaliteli, genç bir Emir şarabı ön burunda yeşil elma, narenciye ve bahar çiçeklerinden oluşan zengin bir aroma yelpazesi sunuyor. Bu güzellik damakta elma, armut ve bazen nane aromalarının katıldığı diri, canlı bir yapıyla bütünleşiyor. Soğuk deniz ürünleri ve yağlı peynirlerle uyumu mükemmel. Şarapsever dostlara, Ankara’ya çok uzak olmayan Kapadokya’yı ve şaraplarını keşfetmelerini öneriyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder