25 Temmuz 2011 Pazartesi

Pembe Şaraplar: Kadınların Tercihi

Dünyada ve ülkemizde yazın sıcak günlerinde pembe şarap tercihi giderek artıyor. Neden mi? Tabii ki kadınlarımızın itici gücü.. Pembe şarapların zerafeti ve zengin aromatik yapısı onları cezbediyor. Türkiye’de uzun yıllar üvey evlat muamelesi gören, mönüde kendine doğru dürüst yer bulamayan pembe şarap tüketiminde son yıllarda önemli artış görülüyor. Peki pembe ne zaman ve nasıl ortaya çıktı?

Asma kültürü çok eskilere uzansa da, şarap üretiminin bilinen tarihi bizim de içinde bulunduğumuz bölge olan Mezopotamya’da M.Ö. 3000’li yıllarda başlıyor. Antik Çağ’da Mısır ve Roma’da büyük bir gelişim gösteriyor. Tarihi kaynaklar Romalıların açık renkli kırmızı şarapları ayrı bir sınıfta ele aldıklarını belirtiyor. Aslında, açık şarap, ya da bugünkü anlamda “pembe şarap” tanımını ilk kez, bizim de bir yerde atalarımız olan, Hititler yapıyor. Hitit kaynaklarında açık, saf, şarap şarabı tanımlamada “gestin parkui” ifadesi kullanılıyor. Romalılarda ise pembe şarabın adı “vinum clarum.” Sonradan bu gelenek Fransa’da, açık renkli şarap anlamındaki “claret” veya “clairet” olarak şarap literatürüne yerleşiyor.

Fransa/Bordeaux’da XIII. yüzyıl kaynakları üretilen toplam kırmızı şarapların yüzde 87’sinin “claret” , sadece yüzde 13’ü kırmızı (vinum rubeum) olduğunu söylüyor. Sonraki yıllarda, pembe şarap geleneği Fransız ve İngiliz saraylarında önem kazanıyor ve özellikle Hollanda’ya ticaret yoluyla ulaşıyor.

Günümüzde, dünyada üretilen toplam şarabın yüzde 9-10 kadarı pembe şarap. Avrupa’da özellikle Fransa, Almanya ve İtalya hem üretim hem de tüketim açısından roze şarabı tercih eden ülkeler. Kuşkusuz, iklimleri de buna uygun. Yeni Dünya’da ise roze şarabın en önemli ülkesi Güney Afrika. Türkiye’de bu oran biraz daha düşük. Ancak, son yıllarda artış önemli. Fransızların ünlü yayım organı “Le Figaro”ya göre, büyük marketlerde pembe şarap alımını ABD’de yüzde 80, Almanya’da yüzde 70 oranında kadınlar yapıyor. Kuşkusuz, bu rakamlar kadın zerafetiyle uyumlu.

Büyük roze şaraplar denildiğinde öncelikle aklımıza Fransa/Rhone Vadisi’nin güneyinde üretilen “Tavel” şarapları geliyor. Harmanın çoğunu “Grenache” üzüm çeşidinin oluşturduğu “Tavel” pembe şarapları artık bir klasik. İtalyanların “Pinot Noir” üzümlerinden ürettikleri “Banfi Rosé Regale” ve Avustralya’da, İtalyanların “Sangiovese” üzüm çeşidi ile üretilen “Robert Outley Rosé” iyi örnekler olarak karşımıza çıkıyor. Fransızların “Pinot Meunier” ve “Pinot Noir”dan ürettikleri rosé Şampanyaları ve Kalforniya’nın ünlü üreticisi Domaine Carneorus’un Pembe Şampanya’ları (Méthode Champenise) unutulmamalı…

Bizde de başarılı pembe şarap örnekleri son yıllarda giderek değer kazanıyor. Kavaklıdere Şarapları’nın Syrah-Grenach harmanı ile ürettiği “Egeo Roze 2009”, Doluca’nın “Doluca Verano 2009”, “Büyülübağ”ın Adakarası’ından ürettiği “Büyülübağ Irıs 2010” ve “Mey”in Kalecik Karası-Shiraz ile ürettiği “Leona Blush Roze 2009” örnekleri hatırı sayılır yerli şaraplar. Unutulmamalıdır ki, pembe şaraplar mutlaka genç ve serin içilmeli (6-8 °C). Bazı istisnai örnekler hariç, pembe şaraplar eskidikçe değer kazanmaz. Yanlarına sek veya tatlı oluşuna göre yaz meyveleri, peynir tabağı, hatta pasta ve kekler de alabilirsiniz. Önümüz yaz... meyve tabakları ile yaz keyfini pembe şaraplarla yakalamalısınız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder