9 Ekim 2011 Pazar

Likör: Bayramın Kaybolan Geleneği

Bayramın sonuna geldiğimiz bugünlerde, eskiden Şeker Bayramı olarak da anılan ramazan bayramlarının geleneksel içeceği güzel kokulu likörleri hatırladım. Günümüzde giderek unutulsa da, çocukluğumda, eski bir Osmanlı kadını olan anneannem ve arkadaşları, bayram ziyaretine gelen konuklarına çikolata, şekerleme ve buram buram kokan bir Türk kahvesinin yanında, mutlaka “acı badem” ya da “nane likörü” sunarlardı... Bazen anneannem, kendi hazırladığı, tarçınla aromatize edilmiş vişne likörlerini de sürpriz olarak misafirlerine çıkartırdı. Ben ve kardeşime başlangıçta sadece çikolata düşse de, biz mutlaka mutfakta hoş kokulu likörleri gizlice tadardık... Ben hâlâ bu güzel geleneği keyifle sürdürenlerdenim…

Likör; meyve ve bitkilerin drogları (yaprak, kök, kabuk vb. organları), baharatlar, çiçekler, krema vb. aroma ve tat verici doğal ürünler veya bunların bazılarının harmanlarıyla hazırlanan, belli düzeyde şeker içeren tarihi bir distile alkollü içki. Alkol düzeyi genellikle yüzde 15-30 olsa da, bazı özel likörler yüzde 55 alkole ulaşabiliyor. Başlangıçta, kalbe iyi gelen bitkisel bir ilaç olarak üretilen likör, zamanla Avrupa mutfak kültürüne yemeklerden sonra alınan hazım kolaylaştırıcı olarak yerleşiyor.

Likör üretimi ilk kez 13. yüzyılda İtalya’da başlıyor. Sonrasında Fransa’da manastırlar bu işi ele alıyor ve “Benedictine”, “Chartreuse” ve “Grand Marnier” gibi üretildiği manastırın ismini alan dünyaca ünlü büyük likörler ortaya çıkıyor. Bu likörlerin üretimindeki formül ise bir sır olarak manastır içindeki seçilmiş din adamları tarafından saklanarak yüzlerce yıl nesilden nesile aktarılıyor.

Bizde likör üretimi Cumhuriyetimizin 10. yılında, Tekel’in İstanbul-Mecidiyeköy Likör Fabrikası’nda başlıyor. Dokuz yıl boyunca üretim Fransız uzmanlarca yürütülüyor. Sonrasında Türk uzmanlar yetişip, üretimi ele alıyorlar. Ancak, 2000 yılında Tekel üretimi, Bilecik Fabrikası’na aktarıyor. Tekel’in özelleşmesiyle, 2003 yılında fabrikalar “Mey İçki Sanayii”nin kontrolüne geçiyor.

Tanınmış, büyük likörler olarak İtalyanların Sicilya’da kayısı brendisi ve bademden ürettiği “Amaretto”, Fransızların 150 yılından beri 25 farklı bitkiden ürettiği “Benedictine D.O.M”, yine Fransa’da Alp Dağları’nın 27 çeşit bitkisinden üretilen “Chartreuse”, portakal likörleri “Grand Marnier” ve “Cointreu”, İrlandalıların viski, krema ve çikolatadan ürettikleri “Bailey’s Irish Cream” ve Venezüella’da rom ve farklı baharatları kullanarak ürettikleri “Angostura” sayılabilir. Yakınlarda uluslararası içki üretim ve pazarlama devi “Diageo” tarafından alınan “Mey İçki” bugün 20’yi aşkın farklı likör üretiyor… Yetkilileri, likörlerle uluslararası pazarlara daha fazla açılmayı hedeflediklerini söylüyorlar. Malum, likörü likör yapan, aromasının kalitesi... Anadolu, zengin bitki ve meyve çeşitliği ve meyvelerinin eşsiz aromatik yapısıyla dünyanın en şanslı bölgesi. Bu durumda, neden İtalyanların ünlü limon likörü “limoncello”nun yerini “Seferihisar Mandalina likörü” ya da “Bodrum Mandalina Likörü” almasın?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder