18 Kasım 2011 Cuma

Bataklıktan efsane şaraba...

Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önderimiz Atatürk, Anadolu bozkırından başkent Ankara’yı yaratmakla kalmamış, bugün hala arazisi üzerinde spekülasyon yapılan Atatürk Orman Çiftliği’ni (AOÇ) kurarak halkını yeşile, doğaya kavuşturmuştur. Çiftliğin kuruluş öyküsü oldukça ilginç. Atatürk 1925 yazında devrin önde gelen ziraat uzmanlarını toplar ve Ankara civarında amaca uygun bir arazi bulunmasını emreder. Ancak, o dönem büyük kısmı bataklık veya çorak topraklardan oluşan Ankara’da bazı uzmanlar çekinerek bugünkü, o zamanlar fakir, çorak ve batak bir yer olan, araziyi gösterirler.

Birçok uzman arazinin uygun olmadığını belirtir. Ancak, araziyi gezen Ulu Önder, “İşte istediğim yer böyle olmalı. Hem batak, hem çorak, hem de fena bir yer. Burayı biz ıslah etmezsek kim ıslah edecek” diye sorar. Nitekim Tarım Bakanlığı uzmanlarından Schmit arazi için verdiği raporda, “Bu öyle bir teşebbüstür ki, elverişsiz iklim ve toprak koşulları altında burada ya sabır tükenir, yahut da para” der. Ancak, zoru seven Atatürk’ü bu sözler sadece teşvik eder ve merhum Abidin Paşa’nın eşi Faika hanımefendiden 20 bin dönümlük araziyi satın alır. Böylece, Türkiye’de modern tarımın gelişiminin önünü açan Atatürk, çiftliği sadece yeşillendirmekle kalmaz, aynı yıl şarap ve bal üretim tesislerini de kurdurur.

Artık AOÇ’nin bağı yok
Günümüzde, kendine ait bağı kalmayan AOÇ, Tekirdağ yöresinden gelen Merlot, Cabernet Sauvignon, Syrah ve Ankara Kalecik’ten alınan Kalecik Karası üzümlerini şaraba işliyor. “Boğa Kanı” dışında “Çiftlik Altını”, “Kilis Altını”, “Şahaser”, “Narköy” ve “Ankara Altını” gibi efsanevi markalar yeniden doğuyor. Üretim henüz butik düzeyde ancak, üretim müdürü meslektaşım ve arkadaşım Aykut Muğla iddialı geldiklerini ve başta “Boğa Kanı” olmak üzere bu şarapları marka yapacaklarını belirtiyor.

Efsanevi Boğa Kanı’nın doğuşu çiftliğin ilk döneminde şarabı üreten Macar ustalardan kalma. Macarların “Boğa Kanı” anlamına gelen dünyaca tanınmış şarabı “Egri Bikaver” bizde “Boğa Kanı” adını alıyor. “Egri Bikaver”in bizim tarihimizle yakın ilişkisi var. Sultan Süleyman 1552 yılında Eger Kalesi’ni kuşatır, Macarlar direnir. Ölen asker kanlarıyla şarap kırmızısı arasında bir ilişki kurulur. Böylece, “Egri Bikaver” adı ortaya çıkar.

“Boğa kanı” için önemli bir değişiklik yapılmış ve eskiden İzmir bölgesinden getirilen “Grenache” üzüm çeşidi yerine yeni “Boğa Kanı” şarabında daha güçlü ve gövdeli şarap veren “Cabernet Sauvignon” üzümü kullanılmış. Doğrusu koyu renkli güçlü gövdeli şarap veren “Cabernet Sauvignon” renk ve gövdesiyle “Boğa Kanı” adını daha iyi taşıyor. 2010 yılı oldukça başarılıydı. Aykut Muğla; 2011 yılının daha güçlü bir şarapla geleceğini belirtiyor ve ekliyor:

“Kalitesi giderek artan AOÇ şarapları yakında eski prestijli günlerini mutlaka yakalayacak...”

Üretime teşvik
Atatürk’ün şarap tattığı bilinse de, genellikle rakı tüketti. Ancak, önce AOÇ ve sonra özel sektör yoluyla Türkiye’de şarap üretimini başlattığı ve teşvik ettiği kesin. İşin öyküsü şöyle: 1925 yılında Atatürk’ün emriyle çiftlik içinde AOÇ Şarap Fabrikası kurulur. İlk üretime 1929 yılında 2 bin litre şarapla başlanır. 1930 yılında 250 dönüme ulaşan bağlar ile üretimin arttırılması hedeflenir. Üretilen üzümlerden beyaz, siyah şaraplar ve likör yapılır. 1933 yılına gelindiğinde hızlı bir üretim artışı olur ve 25 bin litreye ulaşılır. 1939 yılında talep karşılanamadığından 500 bin litrelik bir kav inşası planlanır, gerekli projeler hazırlanır ve proje yürürlüğe girer. Hedefe 1943 yılında varılır. Artış çok büyük olur. 500 bin litre..

1950’lerden sonra üretim çiftlik dışına taşar. 1953 yılında Çiftlik merkezinde 1 milyon litre, Nevşehir Narköy’de 1 milyon litre ve Kilis’te 1.5 milyon litre olmak üzere 3.5 milyon litre kapasiteli üç fabrika çalışır. Sonrasında özel sektör şaraplarının devreye girmesiyle bir yavaşlama olur. Zaman içinde bazı yenilenmeler olsa da, 2004 yılına gelindiğinde tesisler artık eskimiştir. Üretim durur. 2008’te ise üretim tesisleri yenilenerek yeniden üretime geçilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder