Ankara’da balık
denilince akla gelen önemli mekanlardan biri de Kalbur Restoran..Oran semtinde
1990 yılından beri faaliyet gösteren “Kalbur Restoran” balık açısından oldukça
zengin bir mönü sunuyor..Karidesli kalamar dolma, balık kokoreç, balık
pastırma, kadayıfa sarılmış karides gibi özel lezzetleri çok başarılı.. Ancak,
ben “Kalbur”da mevsiminde bir Kalkan ızgarayı ya da dil balığını öneriyorum. Fiyat-kalite ilişkisi orta-iyi düzeyde..
Servis ise oldukça başarılı..En önemlisi meze severler için Ankara’daki en iyi
restoranlardan biri..Bazıları aksi bulsalar da, ben sahibi Mehmet bey’i çok
cana yakın buluyorum…En önemlisi işine sahip çıkıyor..Mutfağa bizzat giriyor..
Başarı ve lezzet de böyle geliyor.. Artık klasikleşti ama ben Ankara’da balık
restoranlarının içki mönüsünü eleştiriyorum. “Kalbur” içlerinde en iyilerden
biri.. Ancak, Rakı’yı bir taraf bırakırsak, şarap mönüsü çok kısıtlı..Halbuki,
mezeleri zengin.. Farklı şaraplarla lezzette doruğa ulaşılabilir.. Dil balığı
ile farklılık yapıp, “Kavaklıdere Cote d’Avanos Narince-Chardonnay 2009”
mutlaka denenmeli..Ahtapot ızgara ile ise genç bir “Kalecik Karası” olmalı..
Kalecik karasının zengin meyve aromaları ahtapot ızgara ile birbirini çok iyi
yakalıyor..Belki genç bir “Merlot” ile de uyum sağlayabilir.. Ankara’lı
balıkseverler için “Kalbur Restoran” önemli bir alternatif..
Yaşasın
artık “Yaşasın” var..
Türkiye’de artık şarap
dünyasında iyi şeyler oluyor.. Ankara-Kalecik’te “Kalecik Karası”ndan “Méthode Champenoise (şampanya yöntemi)” ile,
Fransa/Reims’te olduğu gibi şişede fermantasyonla üretilen ilk doğal köpüren
şarabı “Yaşasın”.. Biz de “Şampanya” ve “Köpüren Şarap” kültürü eksik olsa da,
“Yaşasın” kendisine giderek şarap dünyasında farklı bir yer buluyor…Geçenlerde
bir arkadaşımın Baku’den getirdiği siyah havyarla denedim bu güzel şarabı.. Uyum tek kelimeyle mükemmel..
Bu arada, bir dönem bizim medyada küçümsenmeye çalışılan “Kalecik Karası”nın ne
denli çok yönlü bir şaraplık çeşit olduğunu gösteren en iyi örneklerden biri “Yaşasın”..
Gerçekten de, kırmızı şarap dışında, “pembe şarap”, “köpüren şarap” gibi farklı
özellikteki şarapların hepsinde başarılı olana çeşide “büyük
çeşit denilmez de, ne
denir ? “Yaşasın”da köpük oluşumu iyi, kabarcıklar zarif ve ince.. Burunda
bahar çiçekleri, maya, ardıç aromaları zengin olarak algılanıyor..Yazın, düğün
dernek zamanı.. Kutlamalarınızda “Yaşasın” iyi bir alternatif..
Cennetteki
Şarap Irmakları
Şarap ve şiir denilince
birçoğumuzun aklına gelen ilk şair Ömer Hayyam’dır kuşkusuz.. Ancak, 8.
Yüzyılda yaşayan ünlü sufi şair Ömer İbn El Ferid’i tanıyan azdır. Ancak, bu
ünlü şair şarap üzerinden sufi felsefeyi en iyi yansıtanlardan biri.. Şarapseverler
mutlaka tanımalı.. Büyük ustanın “Gizemli Şarap” şiirindeki birkaç dizesinden
örnek verelim :
Sevgilinin
hatırasına içtik badeyi,
Üzüm
asması yaratılmadan sarhoş etti bizi..
Aynı şiirden;
Aklı
başında olmayı dileyene hayat yoktur bu alemde..
Ve
şarap sarhoşluğuyla ölmeyen pişmanlık getirecek,
Yıllarını
heba eden ağlayacaktır kendine,
Badenin
gönül gözünden payımı almadım diye
..
Dünya’nın
en pahalı şarabı..
Geçen hafta bir
arkadaşım bana dünyanın en pahalı şarabını sordu.. Doğrusu, hemen
yanıtlayamadım. Kuşkusuz, bu analmda “Romanér Conti’yi biliyoruz.. Ama hangi
yıl ? sorusu da arkadan geliyor.
Araştırdım ve yanıtladım.. Sizlerle paylaşıyorum..
“ Shipwrecked 1907 Heidsieck & Co.
Monopole Champagne” : Rus
çarı II.Nicolas’nın anısına çıkratılan bu şarabın fiyatı çeyrek milyon dolar…
Umarım tatmak olmasa bile orijinalini görmek kısmet olur..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder