Ankara’da restaurant dünyası sanıldığı kadar fakir değil.. Uzakdoğu
mutfağından hoşlananlar için Gaziosmanpaşa Altar sokaktaki “Apinia&Thai
Suşi Restaurant” farklı lezzetler sunuyor.. Japon mutfağından ve Tayland Thai
mutfağının özel lezzetlerinin sunulduğu restaurant, aynı zamanda Tayland tarzı otantik duvar kaplamaları ve
Tayland yöresel kumaşları ile kaplı sandalye ve koltuklarla sizi Uzakdoğu’nun gizemli ortamına götürüyor..Serviste çok
başarılı..Tayland mutfağının, aslında Uzakdoğu mutfağının temel felsefesi; acı, tatlı, tuzlu, ekşi olarak bilinen temel
tatları belli bir denge içinde algılatmak, yani tüm tat alma duygularını
birlikte harekete geçirmek..Unutmadan söyleyelim aşçıların tümü Tayland’lı..
Başka türlü de olmazdı zaten..Ne tatmalı denilince tercih yapmak kolay değil..
Ben “Pla Gra Phong Luı Suan” (Yöresel sosla hazırlanmış buharda levrek)
denedim.. Gerçekten farklı bir lezzet.. Sosta yukarıda belirttiğim farklı
tatları bir arada algılıyorsunuz. Ancak, arkadaşımın tabağından tattığım “Pla
Gra Phong Neung Ma Nao” (Acı biberli, limon soslu buharda levrek) Türk damak
tadını daha iyi yakalıyor… Tabii Japon mutfağından da çok lezzetli sushi
örnekleri var.. Ben bu kez Thai seçimi yaptım… Sushi’leri ayrıca deneyeceğim …Yanına
ise iyi bir sek roze şarap hiç de fena gitmiyor..
Paris’te Şarap Müzesi
…
Geçen yaz Paris’te geçirdiğim bir
hafta boyunca en keyif aldığım mekanlardan birisi de çok hızlı gezme şansını
bulduğum “Charles Dickens” meydanındaki
“Musée du Vin Paris”ti (Paris Şarap müzesi).
Bu yıl, yeniden ziyaret ederek açığı kapatmaya niyetliyim..1984 yılından
beri faaliyette bulunan müzenin misyonu; mutfak ve şarap sanatı kültürünü
kitlelere ulaştırmak.. Müzede bugün sergilenen 2 200’den fazla parça var.. Müze’de
ayrıca tadımlar düzenlenip, sergi ve konserler de yapılıyor… Çok zengin bir
şarap mahzeni var..Müze restoranında XV. yy’lı nefis şaraplar eşliğinde
yaşayabilirsiniz..Rehberlik hizmetini ise
şarap uzmanı, şarap eksperi ve somelye’lerden oluşan bir ekiple keyifle
yapabilirsiniz. Paris’e gidecek olan şarapseverlerin kaçırmaması gereken bir
mekan..
Yaz sıcağında kokteyl
keyfi..
Artık Ankara’da sıcaklık iyice
kendini hissettiriyor.. Yaz sıcaklarında, teras, balkon veya bahçelerde keyifle
hazırlayacağınız kokteyllerin vakti geldi.. Unutmayın ki kokteyl; tatması kadar, hazırlaması da zevkli bir
içki.. Yaratıcılık tarafı da işin tadını arttırıyor..Bazıları kokteylin Fransızcadaki
“coquetier” (yumurta kabı) sözcüğünden
geldiğini söylüyorlar..Bunu da New Orleans’lı kimyacı Antoine Peyhaud’nun
konuklarına içkiyi yumurta kabı ile ikram etmesine bağlıyorlar..Bir diğer
hikaye ise; yine Fransızca’daki horoz anlamındaki “coq” sözcüğünden geldiği
yönünde.. Fransa’da bir barmaid içkiyi horoz tüyleriyle süsler.. Bunu gören
barda oturan bir grup Fransız askeri, biraz da muziplik olsun diye, “vive le
cock-tail” (yaşasın horoz kuyruğu) demesiyle ortaya çıkar “kokteyl” adı..1977
yılında Marquis de Lafayette İngiltere’den “coquetel” isimli bir içki getirir
ve bu içkinin adı zamanla “cocktail”e dönüşür.. Kokteyl üzerine İngiliz-Amerikan
hikayeleri de var..Meksika’da birkaç içkinin karıştırılmasıyla hazırlanan
“drac” adındaki içkiyi bir İngiliz barmen adı Meksika’da “cola de gallo” olan
bir bitkinin sapı ile karıştırarak yeni bir moda başlatır. Bu bitkinin
İngilizcedeki adı “cock’s tail” olduğundan dünyaya bu isimle yayılır. Bir diğer
hikayeye göre; “1930 yılında Craddock, “Savoy Coctail Book” adında bir kitap yayınlar.
Ona göre; 19.yüzyıl başlarında güney
eyaletlerinin Amerikan orduları Kral VIII Axolot ile savaşırlar. Sonunda barış
anlaşması imzalanır. Kral Amerikaklıları içki içmeye davet eder. Kralın kızı,
ilk içki içenin diğerlerine saygısızlık edeceğini düşündükleri için kimsenin içkiyi ağzına almadığını fark
eder..Bunun üzerine ilk içkiyi kendi tadar ve utancı üzerine alır. Kızın adı
“Coctel” olduğundan içkinin adı da kızın adıyla anılır.. Kokteyl üzerine olan hikayeleri
artırabiliriz. Ancak, kokteylden bahsetmişken birkaç yaz kokteyli tarifi vermek
gerekiyor..
Orange Blossom (Portakal Çiçeği)
1 ½ cin,
1 ½ portakal suyu,
1 ½ çay kaşığı pudra şekeri
1 dilim portakal
1 kiraz
Yapılışı : Shaker’ı yarısına
kadar buzla doldurun..Cin, portakal suyu ve pudra şekerini ekleyin..İyice
çalkalayıp süzün ve soğutulmuş “sour bardağın”da buz ile servis yapın.. Kiraz
ile süslemeyi de unutmayın..
Pink pussycat (Pembe kedi
yavrusu)
Küp buz
2 ölçü cin
2 ölçü greyfurt suyu
3 ölçü ananas suyu
1/3 ölçü grenadin (nar şurubu)
Yapılışı : Shaker’ı yarısına
kadar buzla doldurun. Ananas suyu, greyfurt suyu ve nar şurubunu ekleyin. İyice
süzün ve içi buz dolu Collins (dar ağızlı bardak) içinde servis yapın. Greyfurt
dilimi katmayı ve kirazla süslemeyi unutmayın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder