Geçen
hafta kıymetli dostlarım Petek-Feza Korkusuz’un evinde yemeğe davetliydim..
Ortopedi Profesörü olan Feza, doktorluğunun yanı sıra, neredeye usta şeflere
taş çıkartacak ölçüde bir aşçı, özellikle de suşi ustası.. Doğrusu, güzel eşini
de doktorlukla değil, mutfaktaki yeteneği ile etkilediğine inandım.. Artık,
devir değişti.. “Erkeğin değil, kadının kalbine giden yol mutfaktan geçiyor” !..
Amerika”ya gitmeden önce benden şarap önerisi istemişti..
Ben de ona Napa”nın en önemli Cabernet Sauvignon’larından “Beringer 2007”yi
önermiştim..Bu özel şarabı aldı..Ancak yanına ne yemek yapabileceğini doğrusu
merak ediyordum..Şaşırtıcı bir mönü çıkardı.. Önce bir “Torino usulü sezeli
güveç”, sonra “Levrek Carpacio”, finalde de muhteşem bir “Havai Usulü Fırında
Susamlı Orkinos”.. Bu durumda;
“şarap-yemek” eşleşmesini nasıl yapmalıydık ? Fırında sebzeli güveçle doğrusu
bir roze ile başlamak ilginç olurdu.. Ancak, benim gözüm Burgundy Pinot Noir’ın
iyi örneklerinden “2008 Gevrey-Chambertin”e takıldı.. Artık ok yaydan
çıkmıştı..Farklı bir denge yakalamayı denedik… Eminim, İtalyan şef arkadaşım
Daniel olsaydı niye “Pinot Grigio” ile başlamıyoruz ? derdi. “Torino Usulü
Sebzeli Güveç”le 2008 Pinot Noir oldukça iyi bir uyum sağladı.. Levrek’le de
“Pinot Noir” da hiç fena değil.. Pinot Noir’ın fazla tanenli olmayan, aromatik
ve zarif yapısı beyaz etle iyi uyum sağlıyor.. Ancak ben Beringer ile “Susamlı
Fırıında Orkinos”un uyumunu daha çok merak ediyordum.. Doğrusu, tek kelime ile
muhteşemdi.. Şaşırtıcı değil, her zaman beyaz et-beyaz şarap eşleşmesine
takılmamalı.. Bazen, yemeğin sosu ve pişirme şekli yemek-şarap dengesini farklı
bir noktaya çekiyor.. Feza, güzel yemeklerinin sırrını çekinmeden paylaştı..
Ben de sizlerle paylaşıyorum. Kim bilir ? belki denersiniz..
Torino Usulü Sebzeli Güveç
Taze yeşil soğan, kuru sogan, dere
otu, sarımsak tozu ve tereyağ ile bol miktarda parmesan peynirin güvecte
karıştırılır.. 175 ˚C sıcaklıktaki
fırında 15 dakika pişirilir. Güveç, fırından çıkartılır ve üzerine 1 yumurta
kırılıp, üzerine parmesan peyniri rendelenir. Tekrar fırına konularak 5 dakika
dah pişirilir. Himalaya tuzu ile lezzetlendirilerek servis edilir.
Levrek Carpacio
Deniz levreği, kılçıkları
çıkartılarak fileto haline getirilir..İnce dilimlenmiş, kabuğu kesilmiş
greyfurt ve portakal ile lezzetlendirilir. Zeytinyağı, kuru kırmızı biber ve
trüflü tuz veya doğrudan trüf ile lezzetlendirilir..
“Hawai Usulü susamlı Levrek”…
Orkinos
icin balığı Japonya yolundan çevirmeniz gerekir. Balıktan 18 cm uzunluğunda 2x1
cm
dikdörtgenler kesilir. İki paket susam, hafif renk değiştirene kadar tavada ateşsin
üzerinde çevirdikten sonra, çok az miktarda pembe Himalaya tuzu ile kaplama
malzemesi hazırlanır.. Orkinos parçalarını susamla kaplamadan önce hafif wasabi,
az miktarda tavuk suyu ve zeytinyağı kullanarak, susamların balığa iyice
yapışmasını sağlanır. Yuksek sıcaklıkta demir tava içinde orkinos kesitlerinin
her yüzünün 15 saniye dağlanır. Böylece, baliğin dışı pişer, içi ise çiğ kalır.
Sunumda Japonların “sasimisi” için
kullandıkları “nori”, “wasabi”, “soya
sosu”ndan yararlanabilirsiniz.
Sake : Japon Tanrılarının İçkisi
Japon
mutfağına değinmişken, Japon’ların pirinç şarabı sake kültüründen bahsetmek
gerekiyor. Tarihi İ.Ö. 3.yy’la uzanan sake’nin pirinci ilk dönemler Çin’den
gelir. O dönem pirinç kutsal gıda olarak ele alınır: Hıristiyan kültüründe
ekmek neyse, pirinç odur. Batı’da Keres’e ve Isa’ya bağlanan buğday (“Bu
benin bedenim”) ile Japonya’da pirinç aynı değeri taşır..Japonya’da dinsel
yaşamla iç içedir. Yakın zamana kadar, evlilik töreni dışında kadınlar
tarafında pek az içilmiştir. Evlerde, özellikle dolunayda, sunakların bulunduğu
özel odalarda tanrıya sunulur..Sake, olağanüstü olaylarda birleştiricidir. Erik
ve kiraz ağaçları çiçek açtığında, lapa lapa kar yağdığında ve dolunayda sake
içilir. “Sake” üretiminde kullanılan pirinç Oryza
japonica’dır. Artık başka türler de kullanılsa Japonlar pek hoşlanmazlar.
Sake içmenin
bir adabı da vardır. 16-18 alkol derecesindeki sake; lake ahşap, porselen ve
değerli metal kadehlerde içilir. Yanındaki yiyeceğe veya sohbetin özelliğine
göre sıcak ya da soğuk tercih edilebilir. Kim bilir, belki günün Japonya’da “sake” keyfi yaparsınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder