Ankaralı şarapseverlerin keyifle
şarap tattıkları mekanlardan biri de Bestekar sokaktaki “Hayyami Şarap Evi”..
Adını ünlü filozof ve şair Ömer Hayyam’dan alan şarapevi Ankara’da özellikle
gençlerin tercih ettikleri, artık giderek klasikleşen bir mekan..İlk açıldığında Hayyami’nin
şarap mönüsünün hazırlanmasına yardımcı
olmuştum.. Geçen süreçte mekan kendini geliştirdi ve şarap ve yiyecek mönüsünü
de oldukça makul fiyatlardan tutarak, şarabı biraz da halka indirdi.. Aslında,
üst düzey yerli ve oldukça iyi ithal şarapları da mönüsüne katarak her keseye
uygun alternatifler de sunuyor.. Şarap çeşitlemesi Ankara ölçütünde oldukça zengin.. Yemek
mönüsünü de zenginleştirmişler.. Ben mönüde dana ızgara biftek olarak yer alan
“Café de Paris”i beğendim doğrusu.. Yanında Boğazkere denedim.. Ancak, iyi bir
Shiraz’ın daha iyi bir alternatif olduğunu düşünüyorum.. Mekan dekorasyonu fena
değil.. Ancak, ışıklandırma şaraba uygun değil, çok karanlık..
Ömer Hayyam’ı da
Anmalı..
Hayyami’den bahsedince Ömer
Hayyam’ı da anmadan geçmemeli..Nişaburlu
ünlü filozof, şair, matematikçi ve astronom Ömer Hayyam(1048-1131) rubaileriyle
doğu kültüründe şarabı efsanevi ismi olmuştur..Devrin ünlü veziri Nizamül-Mülk
ve ünlü ismi Hasan Sabbah ile aynı medresede eğitim gören Hayyam, Matematik’te
Pascal üçgeni olarak bilinen kavramı da ilk oluşturan
matematikçidir..Rubai’lerinde aşk, şarap ve tanrıyı ele alır..Hayyamı’ın 158
rubaisi olmasına karşın, ünü nedeniyle 1000 kadar rubai kendisine mal edilmiştir..
Rubailerini Türkçe’ye en başarılı yansıtan ve bir yıl Türk halkına onu sevdiren
ise; Sabahattin Eyüboğlu’dur..Rubailerden birkaç örnek verelim :
Dünyada akla değer veren yok
madem,
Aklı az olanın parası çok madem,
Getir şu şarabı; alın aklımızı :
Belki böyle beğenir bizi alem,
Can bir şaraptır, insan onun
destisi;
Beden bir ney gibidir, kan o
neyin sesi.
Hayyam bilir misin nedir bu ölümü
varlık :
Hayal fenerinde bir ışık
parıltısı.
2012 hasatı geliyor..
Geçen yazılarımda 2011 hasatının
Bordeaux’da önemli bir yıl olduğunu vurgulamıştım..Türkiye genelinde de bazı
bölgeler hariç, 2011 iyi bir yıl olarak kabul edilebilir.. 2012 hasatı üzerine
henüz konuşmak için çok erken.. Biraz daha sabredip yazın sonunu göreceğiz..
Henüz uzmanların 2012 için mutabakat sağlanmadı. Farklı sesler çıkıyor… Hadi
hayırlısı..Bordeaux’lular son 5 yılı genel hatlarıyla olarak şöyle
değerlendiriyorlar :
2011 : sıra dışı, zengin ve güçlü
2010 : İyi yıl; zengin ve dengeli
2009 : Önemli yıl; dengeli, güçlü
ve zengin
2008 : Klasik yıl, şaraplar
dengeli ve meyvemsi
2007 : Sıra dışı ancak zarif ve
gösterişli
Biz de henüz böyle bir
sınıflandırma yapmak zor… Ancak 2009 ve 2011 hasatları genelde iyi yıllar
olarak nitelenebilir..
Hurma Şarabı…
İslamiyet öncesi Arap
yarımadasında en sevilen içkilerden biri de hurma şarabıydı. Hurma şarabı
günümüzde de Sahra’nın güneyinde Afrika’nın önemli içkilerindendir..Hurma
şarabı ile ilgili Afrika ritüelleriyle Eski Yunan ve Roma’nın “Dionysos” ve
“Bachus” kültleri arasında ilişki kurmak olanaklıdır.. Örneğin, “Afrika
ritüellerinde içkiyle dolu asma kabağı güç simgesidir. Kral hayatayken ona gün
boyu hurma şarabı sunulur. Asmakabağı kırılınca artık sonunun geldiği ve daha
fazla şarap içemeyeceği anlaşılır”. Bu ritüel; şarap dünyasına yeni giren kişinin
şaraba özen göstermesi ve değer vermesi gerektiğinin dolaylı ifadesidir.
Anlayacağınız gibi; şarap evrensel bir içki..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder