25 Ekim 2012 Perşembe

Doğu Dünyasında Şarap..



Kimse sanmasın ki; şarap kültürü tamamen Batı’ya aittir..İslam öncesi dönemde, şarap Arap coğrafyasında önemli bir yer tutuyordu. Medine; hurma şarabıyla, Yemen ise; bal şarabıyla ünlüydü.. “Hamr” sözcüğü Arapça’da üzüm suyundan üretilen şarap anlamına gelse de, Hz. Muhammed döneminde kökenine bakılmaksızın her türlü tarım üretilen şarabı ifade etmiştir. Araplarda “hurma şarabı” ikiye yarılırdı.. Taze, olgun hurmalardan üretilen “seker” ve kuru hurmaların, parçalanıp suda bekletilip fermente edilmesiyle hazırlanan “fadih”.. Halifeler döneminde de içki yasağı olmasına karşın, bazı hoşgörülü yaklaşımlar da vardır. Halife “Harun el Reşid” döneminde yaşayan ünlü şair “Ebu Nuvas” (747-813) keyifle şarap içmenin kaç kişiyle olması gerektiğini  şöyle tanımlamıştır : “Beşten azı yalnızlıktır, beşten fazlası ise pazar yeridir”.
Hurma şarabı, “Sahra”nın güneyinde Afrika’nın güneyinde çok eski bir gelenektir. Hatta, Afrika’daki şarap ritüelleriyle, Eski “Dionysos” ve “Bachus” kültleri arasında karşılaştırmalar yapmak olasıdır. Hurma, şarabı günümüzde de Afrikalı kabileler arasında tahtadan oyulmuş kapların içinde, özel törenler eşliğinde içilir.
Çin geleneğinde de şarabın önemli yeri vardır. Şarap Çin’e, “Han” sülalesi döneminde gelir. Çin Türkistanın’da 5. Yüzyılda bağcılık ve şarapçılık gelişerek, 7. Yüzyılda “Tang” sülalesi döneminde yaygınlaşır. 8. Yüzyılda ise Çin’den öğrendikleri şarap üretim tekniklerini Japonya’ya taşımışlardır..

Şarap Türklerin Eski Geleneği..

Türklerde İslamiyeti kabul etmeden önceki dönemde şarap kültürü önemli bir ,yere sahipti..Sin-Kinag’da (Çin Türkistanı) her yıl düzenlenen şarap şenliğinde sokaklarda kuzu eti yenilip, şarap içilirdi..Uygurlar arasında da antik dönemden itibaren bağcılık önemli yer tutar,  hem kuru üzüm, hem sofralık üzüm, hem de şarap üretimi yaygın olarak yapılırdı. Bağ ve şarap kültürü uzak doğuya ipek yolu ile ulaşmıştır. Paganlıktan, kısmen Hıristiyanlığa ve Budistliğe, sonunda da Müslümanlığa geçen Uygurlar her dönemde şarap kültürünü benimsemişlerdir. Memlükler’de de kımız ve üzüm şarabı tüketme geleneği vardı.
Osmanlı’da şarap tüketimi ve ticareti Müslüman halka yasaklansa da, Padişahlar arasında şarabı sevenler de vardı. II. Selim (1566-1574), IV.Murat (1623-1640), III.Ahmet (1703-1730), II. Mahmut (1808-1839) ve Abdülmecit (1839-1861) ve V.Murat (1876) dönemlerinde şarap Osmanlı sarayında yer almıştır. II. Selim, 1566’da tahta çıktıktan birkaç hafta sonra cülus töreni yapılmış ve babası Kanuni’nin koyduğu içki yasağı kaldırılmıştır. Hatta, II. Selim’in döneminde fethedilen Kıbrıs’ın tatlı likör şarabının düşkünü olduğu birçok kaynak’ta belirtilir. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesine bakıldığında 17. Yy’da Istanbul’da 1000’den fazal meyhane vardır.. Özellikle, Tanzimatla birlikte içki yasağı yumuşamıştır.. Şarap, kültür içkisi olduğundan Türk kültürü içinde tarih boyunca yer almıştır.. Son yıllarda gelişen Türk Şarapları küskün tarihiyle buzları eritiyor mu ?

Ömer Hayyam’dan bir Ruabai..

Vazgeç,
Vazgeç bu alemdeki her şeyden :
Servetten, güçten, şereften..
Uzak tut adımlarını,
Meyhaneye götürmeyen
 Yollardan.
İsteme hiçbir şey,
Arzulama,
Şaraptan ve şarkılardan,
Sazdan ve aşktan başka!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder