Kimse sanmasın ki; şarap kültürü tamamen Batı’ya aittir..İslam
öncesi dönemde, şarap Arap coğrafyasında önemli bir yer tutuyordu. Medine; hurma
şarabıyla, Yemen ise; bal şarabıyla ünlüydü.. “Hamr” sözcüğü Arapça’da üzüm suyundan üretilen şarap anlamına
gelse de, Hz. Muhammed döneminde kökenine bakılmaksızın her türlü tarım
üretilen şarabı ifade etmiştir. Araplarda “hurma
şarabı” ikiye yarılırdı.. Taze, olgun hurmalardan üretilen “seker” ve kuru hurmaların, parçalanıp
suda bekletilip fermente edilmesiyle hazırlanan “fadih”.. Halifeler döneminde de içki yasağı olmasına karşın, bazı
hoşgörülü yaklaşımlar da vardır. Halife “Harun
el Reşid” döneminde yaşayan ünlü şair “Ebu
Nuvas” (747-813) keyifle şarap içmenin kaç kişiyle olması gerektiğini şöyle tanımlamıştır : “Beşten azı yalnızlıktır, beşten fazlası ise pazar yeridir”.
Hurma şarabı, “Sahra”nın güneyinde Afrika’nın güneyinde çok
eski bir gelenektir. Hatta, Afrika’daki şarap ritüelleriyle, Eski “Dionysos” ve “Bachus” kültleri arasında karşılaştırmalar yapmak olasıdır. Hurma,
şarabı günümüzde de Afrikalı kabileler arasında tahtadan oyulmuş kapların
içinde, özel törenler eşliğinde içilir.
Çin geleneğinde de şarabın önemli yeri vardır. Şarap Çin’e, “Han” sülalesi döneminde gelir. Çin
Türkistanın’da 5. Yüzyılda bağcılık ve şarapçılık gelişerek, 7. Yüzyılda “Tang” sülalesi döneminde yaygınlaşır.
8. Yüzyılda ise Çin’den öğrendikleri şarap üretim tekniklerini Japonya’ya
taşımışlardır..
Şarap Türklerin Eski
Geleneği..
Türklerde İslamiyeti kabul etmeden önceki dönemde şarap
kültürü önemli bir ,yere sahipti..Sin-Kinag’da (Çin Türkistanı) her yıl
düzenlenen şarap şenliğinde sokaklarda kuzu eti yenilip, şarap
içilirdi..Uygurlar arasında da antik dönemden itibaren bağcılık önemli yer
tutar, hem kuru üzüm, hem sofralık üzüm,
hem de şarap üretimi yaygın olarak yapılırdı. Bağ ve şarap kültürü uzak doğuya
ipek yolu ile ulaşmıştır. Paganlıktan, kısmen Hıristiyanlığa ve Budistliğe,
sonunda da Müslümanlığa geçen Uygurlar her dönemde şarap kültürünü
benimsemişlerdir. Memlükler’de de kımız ve üzüm şarabı tüketme geleneği vardı.
Osmanlı’da şarap tüketimi ve ticareti Müslüman halka
yasaklansa da, Padişahlar arasında şarabı sevenler de vardı. II. Selim
(1566-1574), IV.Murat (1623-1640), III.Ahmet (1703-1730), II. Mahmut
(1808-1839) ve Abdülmecit (1839-1861) ve V.Murat (1876) dönemlerinde şarap
Osmanlı sarayında yer almıştır. II. Selim, 1566’da tahta çıktıktan birkaç hafta
sonra cülus töreni yapılmış ve babası Kanuni’nin koyduğu içki yasağı kaldırılmıştır.
Hatta, II. Selim’in döneminde fethedilen Kıbrıs’ın tatlı likör şarabının
düşkünü olduğu birçok kaynak’ta belirtilir. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesine
bakıldığında 17. Yy’da Istanbul’da 1000’den fazal meyhane vardır.. Özellikle,
Tanzimatla birlikte içki yasağı yumuşamıştır.. Şarap, kültür içkisi olduğundan
Türk kültürü içinde tarih boyunca yer almıştır.. Son yıllarda gelişen Türk
Şarapları küskün tarihiyle buzları eritiyor mu ?
Ömer Hayyam’dan bir Ruabai..
Vazgeç,
Vazgeç bu
alemdeki her şeyden :
Servetten,
güçten, şereften..
Uzak tut
adımlarını,
Meyhaneye
götürmeyen
Yollardan.
İsteme
hiçbir şey,
Arzulama,
Şaraptan ve
şarkılardan,
Sazdan ve
aşktan başka!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder